Çocuklarda Sosyal Uyum Problemleri
Sosyal uyum güçlüğü riskli yaşam koşulları, madde bağımlılığı, yetersiz beslenme, göç, suç işleme, suça yönelme, çalışma, ihmal, istismar, terk edilme ve dil farklılığı gibi nedenlerden dolayı bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumudur. Çocuklarda sosyal uyum güçlüğü yanında duygusal uyum güçlüğü de olabilir. Ve bu iki kategorideki çocuklara genel olarak uyumsuz çocuklar denilmektedir.
Konuya eğitim açısından bakıldığında uyumsuz çocuklar klasik olarak, “duygu bozukluğu olanlar” ve “sosyal bozukluğu olanlar” olmak üzere iki ana gruba ayrılmaktadır.
Uyumsuz Olduğu Düşünülen Çocukların Özellikleri
Günümüzde uyumsuz çocuk anlamında pek çok farklı tanım yapılmaktadır. Ama genel yaklaşıma göre, uyumsuz olduğu düşünülen çocuklar şu belirtileri gösterirler:
1. Öğrenmede zihinsel, duyusal ya da sağlık etmenleriyle açıklanmayacak yetersizlik
2. Yaşıtlarıyla ve öğretmenleriyle uygun ilişki kurma ve sürdürmede yetersizlik
3. Normal durumlarda uygunsuz türde davranış ya da duygular
4. Genel mutsuzluk ve çöküntü durumu
5. Kişilik ya da okul problemleriyle ilişkili fiziksel belirti ve korku
Uyumsuz çocuklar genellikle yönetim bozukluğu, kişilik problemi, olgunlaşmama, sosyalleşmiş suçluluk boyutlarında sınıflandırılmaktadır. Uyumsuz çocukların her biri farklı davranış özellikleri göstermektedir. Ancak yine de benzer davranış özelliği gösteren çocuklar gruplandırılarak sınıflandırılabilir.
Yönetim Bozukluğu: Sınıflandırmanın bu boyutunda yer alan çocuklar, söz dinlemez, yıkıcı, kıskanç, yaygaracı, öfkeli tutum ve davranışlar sergilerler. Başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğüne önem vermez görünürler. İnsanlara güvenmez ve kendilerini güçlü bir kişi olarak göstermekten hoşlanırlar. Bu çocuklara “sosyalleşmemiş saldırgan” da denir.
Kişilik Problemi: Bu çocuklar aşağılık ve güvensizlik duyguları, içedönüklük, kaygı, aşırı duyarlık, çöküntü ve ürkeklik gösterirler. Nadiren gülümserler; endişelidirler. Yakın arkadaşları yoktur, başkalarına aşırı derecede bağımlıdırlar. Kişilik problemi yaşayan çocuklar tırnaklarını kemirebilirler.
Olgunlaşmama: Bu boyutta yer alan çocuklarda, ilgisizlik, dalgınlık ve dikkatsizlik davranışları sıklıkla görülür. Pasiftirler, kolayca üzüntüye kapılırlar, çeşitli nesneleri ağızlarına atıp çiğnerler, evden kaçma davranışını gösterebilirler.
Sosyalleşmemiş Suçluluk: Bu çocuklar belirli bir grup içerisinde ele alındıklarında yeterince sosyaldirler. Ancak toplumun değer yargıları dikkate alındığında bunlara aykırı düşerler. Genellikle uygunsuz arkadaşları vardır. Hırsızlık ve saldırganlık olaylarına sıklıkla karışırlar. Okuldan kaçmayı alışkanlık haline getirmişlerdir. Gecenin geç vaktine kadar evlerinin dışındadırlar. Uyumsuz çocuklar projektif ve objektif testler, davranış kontrol listeleri ve gözlem yöntemleriyle tanımlanmaktadırlar. Bu yöntemler içerisinde davranış kontrol listeleri ve uzman derecelendirme ölçekleri en sık kullanılan araçlardır. Uyumsuz çocukların genel nüfus içindeki oranları % 2 olarak tahmin edilmektedir.
Uyumsuzluğa Neden Olan Sebepler
Çocuklarda uyumsuzluğa neden olan pek çok etmen vardır. Bu etmenler biyolojik, aile ve okula ilişkin etmenler olarak gruplandırılabilir.
Biyolojik Etmenler: Her çocuk biyolojik yapısının bir sonucu olarak, bazı eğilimlerle dünyaya gelmektedir. Daha sonraki yıllarda yaşanılan çevre ve edinilen deneyimler bu eğilimleri biçimlendirmektedir.
Aile Etmenleri: Çocuktaki uyumsuzluğun nedenlerini farklı biçimlerde açıklayan kuramların belki de birleştikleri tek nokta, çocuğun ruhsal gelişiminde aile çocuk ilişkilerine verdikleri önemdir.
Okul Etmenleri: Çocuğun ruhsal gelişiminde aile birinci derecede önemli olsa da okul da hemen onu izlemektedir. Okul, çocuk için yeni bir ortamdır. Çocuğun daha önce yakın çevresinde sürdürdüğü ilişkiler sınıf arkadaşının ve öğretmeninin eklenmesiyle genişlemiştir. Öğretmenin çocuğun ruhsal gelişimini olumsuz yönde etkileyen tutum ve davranışlarının bazıları; anlamsız kural ve sınırlılıklar koyma, aşırı reddedici ya da koruyucu davranışlar içerisinde olma, çocuklara değer vermeme, onları horlama, haksız yere eleştirme, başkalarıyla karşılaştırma, alay etme, notu baskı aracı olarak kullanma, sınıftaki çalışmalarda bütünüyle akademik öğrenmelere yer verme olarak sıralanabilir. Bunun yanı sıra, öğretmenin davranışları çocuk için uygun örnek olmayabilir.
Diğer yandan, okuldaki disiplin uygulamalarının gevşek, katı ya da tutarsız oluşu, uygun olmayan davranışların teşhir edilerek bir ölçüde ödüllendirilmesi, buna karşılık uygun ve örnek davranışlara duyarsızlık gösterilmesi, öğrencilerin davranışlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Hafif ve orta derecede uyumsuz çocukların normal yaşıtlarına göre zekâ ve başarıları geridir. Sıklıkla saldırgan ve içe dönük davranışlar gösterirler.
Saldırgan davranışlar, uyumsuz çocuklarda en sık rastlanan davranışların başında gelir. Normal çocuklar da zaman zaman saldırgan davranışlar gösterirler. Ancak normal çocuklarda bu davranışlar, uyumsuz çocuklarda olduğu gibi tepkisel ve sürekli değildir. İçe dönük davranışlar, bu tür davranışlarda bulunan çocuklar tipik olarak çevrelerindeki insanlarla hem çok sınırlı hem de bozuk ilişkiler kurarlar. Çevrede olup bitenlere karşı ilgisiz ve umursamaz görünürler. Sıklıkla düş kurarlar. Katı alışkanlık ve tutumları vardır. Değişikliklerden hoşlanmazlar. Duygularında iniş ve çıkışlar gösterirler. Olağan dışı korkuları ve psikosomatik ağrıları olabilir.
Ağır ve Çok Ağır Derecede Uyumsuz Çocukların Özellikleri
1. Özbakım becerilerinde yoksunluk
2. Algısal sapmalar
3. Bilişsel yetersizlik
4. Diğer insanlarla ilişki kuramama
5. Dil ve konuşmada sapmalar
6. Kendini uyarma
7. Kendini yaralayıcı davranışlar
8. Başkalarına yönelik saldırganlık
Uyumsuz çocukların eğitimlerinde çeşitli kuramsal yaklaşımlardan yararlanılmaktadır. Bu yaklaşımlar; psikoanalitik, psikoeğitsel, çevreci, insancı ve davranışçı yaklaşımlar olarak sınıflandırılabilir.
Uyumsuz çocukların eğitimlerinde, normal çocukların eğitimlerinden farklı bazı yönetsel düzenlemelere gidilmektedir. Kaynaştırma programları, bireysel eğitim, uyumsuz davranışların iyileştirilmesi, temel akademik ve sosyal becerilerin kazandırılması, bu düzenlemelerin temel öğeleri olmaktadır. Çoğu uyumsuz çocuk hemen hiçbir özel eğitim olanağının sağlanmadığı normal okulların normal sınıflarına devam etmektedir. Bu nedenle normal sınıf öğretmenlerinin bu çocukların eğitimlerinde bazı bilgi ve becerilere sahip olması gerekmektedir. Öğretmenin bu bilgi ve becerilerle donanmış olması, uyumsuz çocukların davranışlarının iyileştirilmesinde olduğu kadar normal çocukların bu tür davranışlarda bulunmasının önlenmesinde de oldukça yararlı olmaktadır.