ERGENLİK DÖNEMİ
Birey, çocukluğundan yaşlılığına kadar gelişen yaşam çizgisi üzerinde birbirinden farklı gelişim dönemlerinden geçmekte ve bu dönemler içerisinde birbiriyle aynı olmayan fizyolojik ve psikolojik özellikler gösterir. Bu bağlamda yaşam çizgisini dikkate alarak kişinin hayatını genel hatlarıyla; çocukluk, ergenlik/gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık gibi gelişim dönemlerine ayırarak incelemek mümkündür.
Ergenlik, bireyin gelişim süreci içerisinde çocukluk döneminin bitişiyle beraber sözü edilen dönemin başlangıcından fizyolojik olarak erişkinliğe ulaşıncaya kadar geçen gelişim dönemidir. Bu dönem, fizyolojik anlamda kızlarda adetle ve göğüslerin büyümesiyle, erkeklerdeyse yüzde kılların çıkması ve sesin kalınlaşmasıyla başlayan genel olarak da 13-22 yaşlar arasını kapsayan bir gelişim dönemidir.
Öte yandan ergenlik dönemi, bulûğ çağına erme sebebiyle biyopsikolojik bakımdan çocukluğun sona ermesi ile toplumsal yaşamda sorumluluk alma dönemi olan yetişkinlik döneminin başlangıcı arasında kalan bir gelişim süreci olarak da tanımlanabilmektedir.
Beyindeki nöronlar aktivite sürekli büyüme ve budanma süreci içerisindedir. Aktif olarak kullanılan nöronlar büyürken,kullanılmayanlar ise budanır.Bu nöronların budanma ve büyüme dönemi 3 şekilde en hızlı gerçekleşir.
-Anne karnı
-İlk 2 yaş
-Ergenlik
Ergenlik dönemi dengesiz bir dönem olduğu için budanma ve büyüme ile daha da fazla sorunlara yol açabilir.Bu yüzden bu dönemde en önemli faktör rol modeldir.
Bu dönemde ergen ile ebeveyn arasında çok sık çatışmalar gerçekleşebilmekte.
Aile içinde yaşanan değişimlere anlaşmazlık ve karşılıklı bağlılıkta azalma eşlik etse bile, bu durumun geçici olduğu varsayılmaktadır. Ergenlik dönemi sırasında çeşitli problemlerle karşılaşan ailelerin, çocukları buluğa girmeden önce de problemlerinin olduğu dikkati çekmiştir. Bu sebeple, çocuğun ergenliğe geçişteki uyumunu değerlendirirken, aile ilişkilerinde ortaya çıkan değişimin farklı yaş gruplarındaki benzerlikler açısından daele alınması gerekmektedir.
Bu dönemde ergen, kardeş altsisteminden yavaşça ayrılmalı ve ergene yaşına uygun olacak şekilde daha fazla özerklik ve sorumluluk verilmeli. Anne-babanın çocukla kurduğu etkileşim, ebeveyn-çocukdan ebeveyn-genç yetişkine doğru değişmeli.
Ailedeki sınırların dağınık veya katı olması , ergenlik döneminde ailenin işlevselliğini olumsuz şekilde etkileyebilir. Yapışıklığın yüksek olduğu ailelerde yada aile içindeki ikili ilişkilerde, anne-babalar gencin bağımsız karar verme, arkadaşlarla gezme , yaşa uygun mahremiyet taleplerine izin vermekte güçlük yaşarlar. Ergenin özerklik ihtiyacının artması, anne-babanın önemli pekiştireçleri kaybediyor olma korkusuna kapılmasına neden olabilmektedir. Bununla beraber, anne-babanın ergenin kararları üzerinde çok az kontrolünün olması, ergen olgun ve kendini geliştirici kararlar alabilme konusunda yeterli bir yargılama yeteneğine sahip değilse, sorunların yaşanmasına yol açabilir.
Aile sistemindeki yakınlık ve güç ilişkileriyle ailenin esneklik düzeyinin, ergenlik dönemindeki psikolojik problemlerle ilişkisi sıklıkla araştırılmış konudur. Psikiyatrik sorunu olan ve olmayan ergenlerin aile ilişkilerinin karşılaştırıldığı araştırmalardaysa, sorunu olan ergenlerin ailelerinde, genel olarak yakınlığın düşük olduğu görülmekte.
Ergenlik döneminde görülen problemler,
– Anti-Sosyal Davranışlar
-Alkol Kullanımı
-Sigara Kullanımı
-İntihar Eğilimi
-Beslenme Alışkanlıkları
-Okul Terk
Ergenlik döneminde görülen problem davranışlarla gençlik dönemi aile sorunlarına ilişkin elde edilen bilgiler, problem davranışların gençlik dönemi aile sorunlarının bütün alt boyutlarıyla pozitif yönde ilişkili olduğu ve ergenlerde görülen problem davranışların, gençlik dönemi aile sorunları tarafından anlamlı düzeyde yordandığını göstermekte. Ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören ergenlerde görülen problem davranışlarla gençlik dönemi aile sorunlarından otoriter-baskıcı tutuma ilişkin elde edilen bilgiler, otoriter,baskıcı aile ortamlarına sahip ergenlerin, problem davranışlardan anti-sosyal davranışlar, alkol ve sigara kullanımı, intihar eğilimi, beslenme alışkanlıkları ve okul terki, akranlarına göre daha yüksek olduğunu göstermektedir. Diğer bir ifadeyle otoriter-baskıcı tutumun baskın olduğu aile ortamında yaşayan ergenlerin, akranlarına göre daha fazla problem davranışlara yöneldikleri görülmekte. Bu tür katı disiplin kurallarının uygulandığı, çoğunlukla ailenin istek ve beklentilerinin ön planda olduğu , bireyin istismar edildiği aile ortamının problem davranışlar üzerinde risk faktörü olduğu görülmektedir.
Ergenlerdeki problem ve çatışmalar birbirinden çok farklı sebeplere bağlı olarak ortaya çıkmakla beraber bunları, ergenlik sırasında gençte meydana gelen fiziksel, cinsel, duygusal ve sosyal gelişmelerin gençte yarattığı farklılaşmaya bağlı nedenler ve ergenlerin dış dünyayla ilgili beklentilerine bağlı diğer sebepler olmak üzere iki ana grupta toplamak mümkündür.
Gençlik döneminin ergen için sorunlu bi devre olduğu ve gencin, ergenlik döneminde yaşadığı toplum ve ailesiyle çeşitli çatışma ve problemleri olduğu bilinmektedir.
Ergen ebeveyn çatışması, ebeveynlerin ergenle ergenlik çağının özelliklerini göz önünde bulundurarak iletişime geçmesi, daha dikkatli olmasıyla engellenebilir. Buna göre ebeveynlerin, çocukları ile iletişime geçerken dikkat etmesi gerekenler şunlardır;
- Ebeveynler çocuklarının girdikleri bu yeni dönem yani ergenlik hakkında bilgi sahibi olurlarsa, ergenlerin bu dönemde sergiledikleri davranışların genellikle nasıl olduklarını öğrenirlerse, çocukları ile bu döneme uygun şekilde iletişime geçebilirler.
- Bireyler ergenlik döneminde değişim sürecine girerler. Bu nedenle çocuğun daha önceki davranışlarının aynılarını yapmasını beklememek gerekmektedir. Çocuk değişir, davranışları değişir, istekleri değişir bu nedenle ebeveynlerinde değişmesi, ayak uydurması gerekir.
- Ergenin neleri sevdiğini, neleri istediğini, ilgi alanlarının ne olduğunu, nelere ihtiyaç duyduğunu bilmek ergen ve ebeveynleri daha çok yakınlaştıracak ve daha iyi iletişim kurulmasına yardımcı olacaktır.
- Ergenin söylediklerini ciddiye almak, onu önemsemek, fikirlerine değer vermek ebeveynlerine karşı yakın hissetmesini sağlayacaktır.
- Ergenlik döneminde arkadaşlık ilişkileri önemlidir. Bu nedenler ergenin arkadaşlık ilişkilerine müdahale etmek tartışmaların çıkmasına yol açacaktır.
- Ebeveynlerin çocuklarına öğüt vermek yerine sakince konuşarak, sohbet ederek iletişime geçmeleri ilişkileri açısından faydalı olacaktır. Çünkü bu dönemde ergen anne babasından öğüt dinlemek istemez, anne babasını ne yapmasını söylerse onun tersini yapmaya meyillidirler.
Ailede daha doğum anından itibaren saygı, huzur, sevgi ve şefkat hakimse çocuk fırtınalı dönem olarak adlandırılan ergenlik dönemini daha az sorunla geçirecektir. Sağlıklı iletişim kurabildiği ev ortamı ve ebeveynleri olan çocuk, aile içinde ergenlik döneminde yaşadığı sorunlarını paylaşabilir. Arkadaşlarıyla ilişkisinde kendini kabul ettirmek için taviz vermez, çünkü aile içinde o zaten değerlidir. Ergenlik döneminde duygusal olarak iniş çıkışlar olacaktır ,önemli olan çocuğun bununla baş etme becerisidir. Çocuk dünyaya getirmek genetik olarak bulunan bir özelliğimiz, anne baba olmak zamanla kazanılan, değişen ve gelişen bir donanımdır. İyi,yetkin,çocuğunun ihtiyaçlarını karşılayabilen anne baba olmaksa bu süreçte öğrenilecek bir sanattır.
‘HİÇBİR İNSAN İYİ EĞİTİLMİŞ AİLE KADAR ÖNEMLİ BİR MİRAS BIRAKAMAZ.
THOMAS SCOTT
Hazırlayan
Psk. Sena ÖZTÜRK